19 Ağustos 2009 Çarşamba

Bir Düş, Bir Hikaye, Gerçek Bir Anı

Hayat, değer verdiğiniz, yanınızda olmasını istediğiniz insanları yaşamınıza buyur etmekte yavaş davranma lüksünü kaldıramayacak kadar kısa aslında.

Bir varmış (sınız), bir yokmuş (sunuz)...


"Söz vermiştin bana, söz vermiştin yanı başımda yaşlanmaya..."

Nasıl olduğunu bilmek isterdim,
Evet, tüm sarsıcılığına rağmen bilmek isterdim.
...
Koltukta dinleniyordu, yorgunluğunu dindirmek için,
Hastalıkla daha da aciz hale gelen bedeninin, düşünce dolu zihninin, korku dolu yüreğinin...

Sen onu bulduğunda öylece uzanıyordu işte oracıkta,
Gözleri sabit bir noktaya dikili.

Hareket yok, söz yok, nefes yok!
Oysa...
Beraberce eşlik edeceğiniz şarkılar vardı daha dinlenecek,
Gecenin bir yarısı denize karşı o sarılırken sımsıkı sana.

Elini tutmaları vardı daha sen bir çocukmuşsun, bir sevgiliymişsin, bir kadınmışsın gibisine,
Sokaklar yabancı silüetlerle akıp geçerken her bir yanınızdan.

Altında ıslanılacak yağmurlar vardı beraberce,
Sen biraz durgunsun diye elinden tutup seni dışarıya çıkardığında.

Hayretle birbirinize işaretleyeceğiniz şeyler vardı görülecek daha,
O sana düşündüklerini, sen ona hissettiklerini anlatırken.

Uyanılacak güneşli sabahlar vardı,
O çocuksu gözlerini açıp tüm saflığıyla, ilk gördüğü şey sen olduğunda.

Oysa şimdi...
Hayat durdu işte biriniz için.
Sen son kez üstünü örttün,
Sanki üşüyecekmiş gibi.
Yine de...
Şu kısacık vakitte hayatına sığmış olmak teskin ediverdi bir an seni,
Gülümsedin.

Ah minel mevt!


"Bir zaman bir yerde buluşuruz (yine), bir gün bir yerde kavuşuruz (yine),
Başka yolu yok bunun!" değil mi?

2 yorum:

R. Berin Tuncel dedi ki...

bu filmi ( http://www.sinemalar.com/film/158/Melegim/) izledin mi bilmiyorum ama yazdıkların beni oraya götürdü..
peki minel mevt ?
minel aşk ?...

Hafsa dedi ki...

Yok izlemedim o filmi ama sen şöyleyince aklıma dştü şimdi :)