31 Temmuz 2009 Cuma

:(((

Bazen uzakta olmaktan nefret ediyorum. Doğduğum, büyüdüğüm yerlerden, alıştığım hal hatırdan, tanıdığım yüzlerden uzak olmaktan... Ama bazı şeyler var ki uzakta olmak daha da kahrediyor böyle zamanlarda. Rahatsızlandığı kendisinden öğrendiğim Faruk Yücel'in vefat(ı) ettiğini ancak bugün öğrenebilmem gibi, yani 10 haziran'ın ardından nerdeyse 1 ay geçtikten sonra öğrenmem gibi... Bu Yaka ile tanımıştım onu ilk. Dili sert ama yüreği yumuşak olunca kendisine tılsımla yakın tutuyordu insanları, öyle karar vermiştim. Sonra evlenmişti, sevdiği kızla. Sonra en büyük tutkusu, yazmak ve Gerçek Hayat... Nasıl da sığdırmış hepsini kısa zamana. Oysa benden bile küçüktü değil mi yaşı? Oysa demişti ki en son onunla konuştuğumda, "kanserle boğuşuyoruz işte ama iyiyim!" Koymuştu o zaman da iyi olacağını düşünmüştüm, ta ki bugün öğrenene kadar. Keşke katılabilseydim cenazene ve keşke imam "hakkınız helal mi?" dediğinde olanca imkanımca "helal olsun!" diyebilseydim. Allah gani gani Rahmet eylesin!

Hiç yorum yok: