Ne zamandır aklımda buraya Bosna ile ilgili tanıtıcı yazılar yazmak lakin vakit ancak müsait olabildi. Aklıma ne gelirse yazmaktansa bana sıkça sorulan sorular ve cevapları şeklinde düzenleyeyim diyorum. Bakalım nasıl olacak ?!
...
Soru: Bosna'ya nasıl gidilir?
Cevap: Öncelikle, Bosna'da 1 tek havalimanı var, oda başkent Saraybosna'daki Butmir havaalanı. THY'nin sıkça seferleri var fakat oldukça pahalı, özellikle de yolculuğun sadece 1 saat sürdüğü göz önüne alınırsa... Bosna'nın yerel hava şirketi, Air Bosna zaten çok sefer yapmıyordu ve eski Rus tipi uçaklara sahip idi. Zaten artık onun 49%'unu da THY aldığı için Türkiye'den uçuşlar için monopol bir ortam doğduğunu söyleyebilirim. Bunun dışında, karayolu da bir tercih olabilir ama otobüs yolculuğu hem uzun sürüyor hem de Yunanistan, Bulgaristan gibi AB üyesi ülkelerden geçildiği için vize alma sorunu var. Ha bu arada, Bosna, Türk vatandaşlarından 3 ay kalma süresi dahilinde vize istemiyor. Özel seyahat şirketleri de düşünülebilir. Ama onların fiyatları, organizasyonları hakkında tek tek bilgim yoktur maalesef.
Soru: Savaşın izleri var mı hala oralarda, hem maddi hem manevi olarak?
Cevap: Bu soruya cevabım en çok Saraybosna hakkında ve de gördüğüm tek tük şehir hakkında olacak. Önce Saraybosna... 3 yıl boyunca ara vermeden saldırı yaşayan ve hemen hemen etkilenmeyen hiç bir bölgesi olmayan bir şehirde tabidir ki hala savaşın maddi izleri var. Aşağı yukarı her apartmanda kapatılmak istense dahi bir tarafından belli olan top ve mermi izleri var. Özellikle de yüksek binalarda. Bunların bir çoğu, yanlış bilindiği üzre, savaşın hatıralarını canlı tutmak için değil fakat maddi yetersizlikler dolayısı ile onarılamıyor. Fakat yine de onarım geçiren bina sayısı oldukça fazla. Mesela bizim oturduğumuz bina Fransa'nın katkıları ile onarılmış. Girişte levha var buna dair. Bundan başka, yol üstünde top izlerine rastlamak da mümkün. Zaten bunları kırmızı boyayla doldurup Saraybosna gülü diye adlandırıyorlar. Mostar da Srebrenica da durum şağı yukarı aynı, yani top izleri, mermi izleri ve onarılmaya devam edilen binalar... Manevi anlamdaki tespitlerde bulunmak biraz daha zor çünkü Boşnak halk ile çok sıkı bir bağım yok ve de bu konuda konuşmak hassas geliyor hem bana hem onlara... Ama diyebilirim ki, savaştan dolayı olabilir, toplumda bir çekimserlik var. Tramvayda biri birini boğazlasa kimsenin kılı kıpırdamıyor. Dövüş, kavga vs. olaylarından olabildiğince uzak durmaya çalışıyorlar gibi geliyor bana. Haksız da sayılmazlar tabi. Sokakta yürüken bacağını, kolunu kaybetmiş orta yaşlı erkek görmek oldukça olası. Herhangi güçlü bir patlama olduğunda halkın korku yaşadığı kanısındayım, hatıralara binaen. Hatta ben bile olumsuz etkileniyorum. Mesela, bir defasında akşam sokakta yürürken bir patlama sesi duydum. İlk tepkim şu oldu; "Allah, savaş başladı herhalde tekrar!" Sonra fark ettim ki meğer havai fişek gösterisi oluyormuş. Bu korku hali hoş değil tabi ama ben Bosna tarihini ve şu anki politik durumu öğrendikçe daha da çok korkuyorum desem yeri. Neyse, buna daha sonra değineyim. Devam niyetiyle...
Not: Bu ara Eurovision var ya hadi ona da değinmeden geçmeyeyim. Bizim durumumuz malum; Türk usulü salla pati Britney Spears versiyonu bir şarkı ile katılıyoruz. Her ne kadar şansımız olduğu söylense de ben şarkıyı beğenmedim. Favorilerim ise şöyle; Ermenistan (hem yerel kıyafetler hem de yerel tını çok hoş), Norveç (tamam şarkı çok çok harika değil ama seslendirenle baya güzel oluyor :), Bosna (onlara torpil geçmiyorum ama hakkaten güzel şarkı), Portekiz (kazanacaklarını sanmıyorum ama dillerini dinlemek hoş). Millet Azerbaycan'ı da beğenmiş. Şarkıyı mı yoksa kızcağızı mı beğendiler o konuda şüpheliyim. Hadi miss world olsa yarışma neyse de... Yunanistan için katılan vatandaştan da hiç hazetmiyorum. Allah vere de seçilmese, müzik denen şeyin ruhuna hakaret olur yani. İşte benim yorumlarım böyle, bakalım yarın neler olacak? :)
...
Soru: Bosna'ya nasıl gidilir?
Cevap: Öncelikle, Bosna'da 1 tek havalimanı var, oda başkent Saraybosna'daki Butmir havaalanı. THY'nin sıkça seferleri var fakat oldukça pahalı, özellikle de yolculuğun sadece 1 saat sürdüğü göz önüne alınırsa... Bosna'nın yerel hava şirketi, Air Bosna zaten çok sefer yapmıyordu ve eski Rus tipi uçaklara sahip idi. Zaten artık onun 49%'unu da THY aldığı için Türkiye'den uçuşlar için monopol bir ortam doğduğunu söyleyebilirim. Bunun dışında, karayolu da bir tercih olabilir ama otobüs yolculuğu hem uzun sürüyor hem de Yunanistan, Bulgaristan gibi AB üyesi ülkelerden geçildiği için vize alma sorunu var. Ha bu arada, Bosna, Türk vatandaşlarından 3 ay kalma süresi dahilinde vize istemiyor. Özel seyahat şirketleri de düşünülebilir. Ama onların fiyatları, organizasyonları hakkında tek tek bilgim yoktur maalesef.
Soru: Savaşın izleri var mı hala oralarda, hem maddi hem manevi olarak?
Cevap: Bu soruya cevabım en çok Saraybosna hakkında ve de gördüğüm tek tük şehir hakkında olacak. Önce Saraybosna... 3 yıl boyunca ara vermeden saldırı yaşayan ve hemen hemen etkilenmeyen hiç bir bölgesi olmayan bir şehirde tabidir ki hala savaşın maddi izleri var. Aşağı yukarı her apartmanda kapatılmak istense dahi bir tarafından belli olan top ve mermi izleri var. Özellikle de yüksek binalarda. Bunların bir çoğu, yanlış bilindiği üzre, savaşın hatıralarını canlı tutmak için değil fakat maddi yetersizlikler dolayısı ile onarılamıyor. Fakat yine de onarım geçiren bina sayısı oldukça fazla. Mesela bizim oturduğumuz bina Fransa'nın katkıları ile onarılmış. Girişte levha var buna dair. Bundan başka, yol üstünde top izlerine rastlamak da mümkün. Zaten bunları kırmızı boyayla doldurup Saraybosna gülü diye adlandırıyorlar. Mostar da Srebrenica da durum şağı yukarı aynı, yani top izleri, mermi izleri ve onarılmaya devam edilen binalar... Manevi anlamdaki tespitlerde bulunmak biraz daha zor çünkü Boşnak halk ile çok sıkı bir bağım yok ve de bu konuda konuşmak hassas geliyor hem bana hem onlara... Ama diyebilirim ki, savaştan dolayı olabilir, toplumda bir çekimserlik var. Tramvayda biri birini boğazlasa kimsenin kılı kıpırdamıyor. Dövüş, kavga vs. olaylarından olabildiğince uzak durmaya çalışıyorlar gibi geliyor bana. Haksız da sayılmazlar tabi. Sokakta yürüken bacağını, kolunu kaybetmiş orta yaşlı erkek görmek oldukça olası. Herhangi güçlü bir patlama olduğunda halkın korku yaşadığı kanısındayım, hatıralara binaen. Hatta ben bile olumsuz etkileniyorum. Mesela, bir defasında akşam sokakta yürürken bir patlama sesi duydum. İlk tepkim şu oldu; "Allah, savaş başladı herhalde tekrar!" Sonra fark ettim ki meğer havai fişek gösterisi oluyormuş. Bu korku hali hoş değil tabi ama ben Bosna tarihini ve şu anki politik durumu öğrendikçe daha da çok korkuyorum desem yeri. Neyse, buna daha sonra değineyim. Devam niyetiyle...
Not: Bu ara Eurovision var ya hadi ona da değinmeden geçmeyeyim. Bizim durumumuz malum; Türk usulü salla pati Britney Spears versiyonu bir şarkı ile katılıyoruz. Her ne kadar şansımız olduğu söylense de ben şarkıyı beğenmedim. Favorilerim ise şöyle; Ermenistan (hem yerel kıyafetler hem de yerel tını çok hoş), Norveç (tamam şarkı çok çok harika değil ama seslendirenle baya güzel oluyor :), Bosna (onlara torpil geçmiyorum ama hakkaten güzel şarkı), Portekiz (kazanacaklarını sanmıyorum ama dillerini dinlemek hoş). Millet Azerbaycan'ı da beğenmiş. Şarkıyı mı yoksa kızcağızı mı beğendiler o konuda şüpheliyim. Hadi miss world olsa yarışma neyse de... Yunanistan için katılan vatandaştan da hiç hazetmiyorum. Allah vere de seçilmese, müzik denen şeyin ruhuna hakaret olur yani. İşte benim yorumlarım böyle, bakalım yarın neler olacak? :)
3 yorum:
hafsa hanım , değerli bilgiler için teşekkürlerimi sunmadan geçemedim.ne zamandır uğramıyordum buralara yahu,özlemişim seni:)
sevgilerle.
Sağolasın bacım, yine bekleriz :)
merhaba yazın bosnadaya gidip görmeyi istiyorum ama 3 aylığına gitmeyi düşünüyorum, davetiye gereklimi birde vizesiz 3 ay kalabilrmiyim
bilgilendirirseniz sevinirim
mail: resit.colovic@gmail.com
saygılar
Yorum Gönder