Soru: Bugünü anlamak için Bosna'nın tarihine değinsek bir özetimsi olarak.
Cevap: Öncelikle, bu topraklardaki 3 temel etnik grup yani Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar orjin olarak Güney Slavlarından geliyorlar. Fakat tabi ki o zamanlar bizim bugün kullandığımız anlamda etnik bir ayrım söz konusu değil. Aralarındaki ayrım temel olarak dinsel. Sırplar Ortodoks, Hırvatlar Katolik ve Boşnaklar (asi ve çıkıntı kesim) Bosna kilisesi denilen ve de Vatikan tarafından kabul edilmeyen Bogomil öğretilerine bağlılar orta çağda. Bugün Bosna Hersek diye adlandırdığımız bölgenin malumdur ki sınırları da farklılıklar gösteriyor zamanlara göre. Bu noktada önemli bir not şu ki bölgenin en karışık kısmı hep Bosna olmuş. Çünkü Hırvatistan'da ağırlıklı olarak Hırvatlar, Sırbistan'da ağırlıklı olarak ise Sırplar varmış ve hala öyle. Bosna'da ise, sebebini bilmiyorum ama, halk hep karışık olagelmiş. Osmanlı 1463'te Bosna'ya Fatih zamanında ayak basıyor ve de uzun bir zaman dilimi içerisinde Bogomil Boşnaklar islamiyete geçiyor. Osmanlı'nın gerileyişi ile 1878'de Bosna Hersek geçici olarak Avusturya-Macaristan imparatorluğuna devrediliyor. İşte bu dönem sonu itibariyle özellikle Sırp olmak üzere milliyetçi hareketler başgösteriyor. Avusturya-Macaristan imp. Sırp ve Hırvatları 2 resmi etnik grup kabul ederken müslüman Boşnaklar bu aşamada geri kalıyor. Zannımca bu, islami millet aidiyetine olan bağlılıkları ve herhangi bir milliyetçilikten kaçınmalarından geliyor. Tabi başka sebepleri de mevcut; burjuvazi-elit eksikliği, politik yapılanmada gecikme vs. gibi. 1918'de yani savaştan sonra Sırbistan önderliğinde Sırbistan, Hırvatistan ve Sloven federasyonu (Birinci Yugoslav imp.) kuruluyor. İlginçtir ki müslümanların azınlık konumuna geçtiği andan itibaren yani Osmanlı'nın çekilmesi ile ara ara müslüman ajitasyonu gerçekleşiyor hep. Yani tarih soykırımlara yabancı değil bu topraklarda. 2. Dünya Savaşı sonrasında ise Tito önderliğinde komünist rejime geçiliyor ve 2. Yugoslav imp. dönemi başlıyor. 1970'lere kadar özellikle islamı kısıtlayıcı katı bir rejim iken 70'lerden sonra bir serbestleşme başgösteriyor ülkede. 1974'te ilk defa müslüman Bosnalıların kendilerini müslüman olarak tanımlamalarına izin verildi. Önceden kendilerini Sırp, Hırvat ya da Yugoslav olarak tanımlayabiliyorladı. Şurası önemli ki 1993'e kadar Bosnalı müslümanların kimlikleri etnik köken olarak değil din üzerinden tanımlanıyor; Hırvat ve Sırpların aksine. Ayrıca Sırplar ve HIrvatlar ısrarla Boşnaklar'ın müslümanlaşmış Hırvat ya da Sırplar olduklarını iddia ediyorlar. 1980'li yıllarda Sırp milliyetçiliği yükselişe geçiyor. Politik partiler, medya ve hatta ordu gücünü arkasına alan Sırplar 1992'de Boşnaklar'ın bağımsızlık ilanının ardından savaş açıyorlar. Bu arada, komünizmin çöküşünün ardından Yugoslavya'dan ayrılan ilk devlet Slovenya. BUnu Hırvatlar ve Makedonlar takip ediyor. Savaş süresince yaşananlar malumunuz zaten. Savaş, 1995 yılnda ABD'nin arabuluculuğu ve Dayton anlaşması ile sona eriyor. Fakat sorunların nihayete erdiğini söylemek zor. Öncelikle, Bosna-Hersek tek devlet gibi görülse de kendi içinde 2 ayrı devlet gibi; Hırvat-Boşnak Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti. Ülkenin batı ve güney kesimleri ilk gruba dahilken foğu ve kuzeyi Sırp Cumhuriyeti'ne dahil. İşin kötüsü şu ki Sırplar Bosna devleti diye bir devlet tanımıyor! Anlaşma ve ülkedeki AB-NATO-ABD güçlerinin etkisi ile yapay bir bağlanma içindeler Bosna'ya o kadar. Bütün bu güçler ülkeden ayrılırsa ne olur tartışması var şu an gündemde. Haziran'ın 30'unda OHR (yüksek temsilci) bir daha atanmamak üzere görevini tamamlayacak. Bunun, ülkede tekrar bir kaosa yol açabileceği konuşuluyor. Ben bu kadar ileri gidebileceğini sanmıyorum ama ufak çaplı karışıklıklara yol açabilir. Ayrıca, her ne kadar yabancı olarak biz fark edemesek de, insanların günlük yaşantılarında 3'lü bir ayrım olduğu söyleniyor yani beraber çalışmak zorunda olsalar da Hırvatlar, Sırplar ve Boşnaklar ayrı takılıyorlar tabiri caizse. Ülkenin çok karışık bir politik yapısı var şu an. 2 entitite, kantonlar, 3 ayrı başbakan vs. Her şey sistemin işleyişini yavaşlatıyor. Hayırlısı, ne diyelim!
Soru: Bosna'da özellikle Saraybosna'da gezilebilecek yerler nereler?
Cevap: Saraybosna, 400 bin civarı bir nüfusa sahip. Çoğunluğu Boşnaklardan oluşuyor. Şehir doğu batı doğrultusunda ince bir şerit halinde uzanıyor. Batı ucunda haşmetli İgman dağı dikiliyor. Şehrin dağlık bölgelerinde halen temizlenmeyen mayınlar olduğu için bilen bir kişi olmadan dağ gezisini tavsiye etmem hiç. Şehrin doğu ucunu ise Başçarşı oluşturuyor. Hani şu Türk televizyonlarında, kartpostallarda en çok yer alan Sebil ve eski Osmanlı çarşısının olduğu yer. Hayal kırıklığı yaratmak istemem ama şehirdeki Osmanlı yapıları sadece burada bulunmakta ve de o da oldukça kısıtlı bir alan. Bosna tarihi dersini aldığım kıymetli hocam Fikret Karcic'in ifadesi ile şehir 3 değişik zamana ait 3 silüete sahip; Başçarşı'dan Ferhadiye'ye kadar Osmanlı, Ferhadiye-Marin Dvor arası Avusturya-Macaristan ve buradan ta diğer uç Ilıca'ya kadar komünist dönem. Gezilecek bölge de daha çok bu Başçarşı-Ferhadiye civarı... İgman dağı yamacındaki yemyeşil alan Virala Bosna ise piknik ve dinlenme için çok hoş. Ben, neredeyse şehir boyunca uzanan nehir kenarını seviyorum çok. Yürüyüş ve sükunet için birebir. Saraybosna Milli müzesi ise görülmesi gerekn bir başka yer. Romalılar, Bogomil dönemden kalma eserler görmek mevcut. Bunun dşında, Saraybosna'ya 3 saat kadar uzakta olan Mostar başka bir gezi alternatifi olabilir. Tabi ki Mostar köprüsü en önemli yeri bu şehrin. Ufak ve şirin bir çarşısı var Mostar'ın ayrıca. Vezirler şehri diye adı geçen Travnik bir başka gezilecek yer. Kalesi, eski camileri ve nehir kenarı ile ben bu şehri çok sempatik buldum.
Soru: Bosna ve Boşnaklar genel olarak bizim Türkiye'deki Boşnak ve Bosna algımıza göre nasıl konumlanıyorlar?
Cevap: Öncelikle şunu söyleyeyim ki eski Osmanlı topraklarına bakışımız, Türkler olarak, çok romantik. Saçma hareketlere dönüşmedikten sonra bunda bir beis görmesem de bu romantik bakışın bugünün gerçeklerini algılamamızda bizi engellediğini düşünüyorum. İkinicisi, Bosna, özellikle ve Saraybosna, ve de Boşnaklar bize Türkiye'de ekranlardan ve medyadan sunulan gibi değil. Bunu herhangi bir olumsuzlama vs. olarak değil, açıklayıcı olması açısından söylüyorum. Buralar Osmanlı zamanında bile Osmanlı'nın en uç Batı bölgesi imiş. Ki bunun ardından Avusturya-Macaristan ve komünist tecrübeden geçmişler. Bunların, üzerlerinde etki bırakmamış olması imkansız. Yani tarihlsel tecrübeleri 1878'den beri bizden farklı. Şehre adımınızı attığınızda fark ediyorsunuz ki burası doğuya değil kesinlikle batıya yakın. Zaten kendilerini de müslüman batılılar olarak tanımlıyorlar.
Şİmdilik bu kadar olsun, devamı gelir inş.